MEHMET SAVRAN
Sitenin sağında bir giydirme reklam
NEMS

Mavi Marmara Davası Dünyaya Hak ve Adalet Taşıyacak

GÜNCEL (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 10.10.2013 - 10:23, Güncelleme: 01.08.2022 - 12:48
 

Mavi Marmara Davası Dünyaya Hak ve Adalet Taşıyacak

Öncel konuya ilişkin açıklamasında; “Gazze’ye insani yardım götürmek amacıyla yola çıkan ve sadece yardım gönüllüleri ile insani yardım malzemesi taşıyan Mavi Marmara, Sfendoni, Challenger I, Eleftheri Mesogios, Gazze I ve Defne-Y gemilerinden oluşan Gazze Özgürlük Filosu, 31.05.2010 günü İsrail askerî güçlerinin hukuk dışı saldırı ve müdahalesiyle karşı karşıya kalmıştır. Gemilere fiilî silahlı saldırıda bulunulmuştur. Bu müdahale esnasında ve devam eden süreçte dokuz insani yardım gönüllüsü hayatını kaybetmiş, 52’si ağır olmak üzere 156 yardım gönüllüsü yaralanmış, Filo katılımcıları hiçbir yasal dayanak olmaksızın hapsedilmiş, yaralılara kelepçe takılmış, bazı yaralılar günlerce hücrelerde alıkonulmuş ve kendilerine işkence ve kötü muamelede bulunulmuş, Filo katılımcılarına ait şahsi eşyalara el konulmuş ve gemilere çeşitli maddi zararlar verilmek suretiyle birçok haksız fiil işlenmiştir. Hukuk Mücadelesinde Karalılıkla Devam Edilecektir. Gazze Özgürlük Filosu organizatörleri ve bileşenleri Filo hazırlık sürecinde ve yolculuk esnasında olduğu gibi sonraki hukuk mücadelesi sürecinde de kararlılıkla hareket etmektedir. Ancak birçok kez dünya medyasına yansıdığı gibi, İsrail bu hukuk mücadelesini çeşitli şekillerde engellemeye ve baskı altında tutmaya çalışmaktadır. Öncelikle 20 yıldır çalışmalarını sürdüren ve dünyanın 135 ülke ve bölgesinde faaliyet gösteren İHH İnsani Yardım Vakfı hakkında son dönemlerin en kolay suçlama yöntemi olan teröre destek gibi suçlamalarla karalama kampanyaları başlatmıştır. ABD yönetimine bu hususta baskı yapıldığı ise net bir şekilde görülmektedir. İHH İnsani Yardım Vakfı yöneticileri hakkında karalama, iftira, çeşitli suçlamalarla baskı altına almak için düzmece deliller oluşturma çabaları da bu süreçte aşikâr olmuştur. Tüm bunlardan sonuç alınamayınca yüksek miktarda tazminatların ödenmesi karşılığında davalardan vazgeçilmesi teklifi getirilmiştir. Sadece Özür Yetmez Hiçbir zaman saldırının sorumluların cezalandırılması talebinden vazgeçmeyen Gazze Özgürlük Filosu organizatörleri, katılımcılar ve şehit yakınları, İsrail’in hukuk alanı dışındaki siyasi girişimlerinin kendileri için hiçbir bağlayıcılığı ve anlamı olmadığını belirtmiştir. Sadece özür ve tazminatla bu hukuksuzluğun üstünü örtmeyi hedefleyen İsrail’in, hukuk mercilerinde verilecek kararla zarar gören tüm gerçek ve tüzel kişiler için tazminat ödeyerek zararları karşılaması ve saldırı kararı alan ve saldırıya karışan tüm suçluların cezalandırılmasını sağlaması gerekmektedir. Zira, BM tarafından da tespit edilen söz konusu suçların karşılığı hukukta hem tazminat hem de suçluların cezalandırılmasıdır. Kamuoyu vicdanı Gazze Özgürlük Filosu’nu organize eden ve Filo’ya katılan herkes: a- Gazze’de devam eden ablukanın tamamen -özellikle deniz tarafından- kalkmasını, b- İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden ceza davasında eklenecek diğer sorumlularla beraber tüm sanıkların cezalandırılmasını, c-Tüm taraflar için her türlü maddi ve manevi zararın tazmin edilmesini, d-Tüm yargı mercilerinde hızlı ve adil bir yargılama yapılmasını talep etmektedir. İsraili rahatsız olması  ve endişelenmesi Mavi Marmara davasının öneminden dolayıdır. İsrail tarafı, işlediği hukuksuzlukları ve insan hakları ihlallerini yargılama ve hesap sorulmadan muaf görmektedir. Yapılan zulüm ne olursa olsun kimsenin hiçbir zemin ve mercide İsrail’e hesap soramayacağını savunmakta ve bunu yapanları da tehdit etmektedir. Özellikle Gazze Özgürlük Filosu saldırısıyla ilgili olarak hukuk alanında yürütülen çalışmalardan -bu hukuki dokunulmazlık kalkanının delinmesi nedeniyle- ciddi rahatsızlık duymaktadır. İsrail’in özellikle Türkiye’de açılan ve İsrailli komutanların yargılandığı davaya konu olan soruşturmayı başından itibaren durdurmaya çalışma gayretleri ve davayı engelleme çabalarına baktığımızda İsrail’de davadan dolayı duyulan rahatsızlık ve endişe bu davanın önemini ortaya koymaktadır. Gazze Özgürlük Filosu insanlığın ortak vicdanını temsil eden bir yardım organizasyonudur. Dolayısıyla Filo’ya yapılan saldırı bütün insanlığa yapılmış bir saldırı olarak değerlendirilmektedir. İşlenen suçlar da insanlığa karşı işlenmiş suçlar olarak nitelendirilmektedir. İsrail’in Gazze Özgürlük Filosu gemilerine düzenlediği bu saldırının sorumlularına karşı yürütülen hukuki süreçte davalar da tıpkı Mavi Marmara gemisinde buluşan topluluk gibi farklı dinî, etnik, kültürel kimliğe sahip insanlık ailesinin ortak davası olarak kabul görmektedir. İşlenen suç sadece Filo’daki yolculara karşı değil o gemide temsil bulan dünyanın ortak vicdanına karşı, yani vicdan sahibi tüm insanlara, halklara karşı işlenmiş bir suçtur. İsrailli sorumlular insanlığın ortak hukuki kurallarını çiğnemiştir. Adaletin gereği olarak da sorumlular dünya kamuoyunun önünde adil yargılanma ortamında yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. Bu nedenlerle insanlığın ortak davası olan Mavi Marmara Davalarını; - İnsanlık ailesinin tarihî öneme sahip bir davası olarak takip ediyor destekliyoruz. - Saldırıda öldürülen dokuz insani yardım gönüllüsü ile başından vurularak ağır yaralanan ve 3 yıldır yoğun bakımda olan üç çocuk babası Uğur Süleyman Söylemez adına endişeyle takip etmenizi ve desteklemenizi, - Özgürlüğü ve adaleti herkes için isteyen şehit yakınları ile 37 ülkeden mağdurlar adına takip etmenizi ve desteklemenizi, - İnsanlık onuru ve Filistin halkının katledilmiş tüm mazlumları adına adaleti arayan taraf olmanızı talep ediyoruz. Mavi Marmara gemisi Gazze’ye Özgürlük Ve İnsani Yardım taşıyordu. Mavi Marmara davalarının da dünyaya Hak Ve Adalet taşıyacağına inanıyoruz” dedi.  
Öncel konuya ilişkin açıklamasında; “Gazze’ye insani yardım götürmek amacıyla yola çıkan ve sadece yardım gönüllüleri ile insani yardım malzemesi taşıyan Mavi Marmara, Sfendoni, Challenger I, Eleftheri Mesogios, Gazze I ve Defne-Y gemilerinden oluşan Gazze Özgürlük Filosu, 31.05.2010 günü İsrail askerî güçlerinin hukuk dışı saldırı ve müdahalesiyle karşı karşıya kalmıştır. Gemilere fiilî silahlı saldırıda bulunulmuştur. Bu müdahale esnasında ve devam eden süreçte dokuz insani yardım gönüllüsü hayatını kaybetmiş, 52’si ağır olmak üzere 156 yardım gönüllüsü yaralanmış, Filo katılımcıları hiçbir yasal dayanak olmaksızın hapsedilmiş, yaralılara kelepçe takılmış, bazı yaralılar günlerce hücrelerde alıkonulmuş ve kendilerine işkence ve kötü muamelede bulunulmuş, Filo katılımcılarına ait şahsi eşyalara el konulmuş ve gemilere çeşitli maddi zararlar verilmek suretiyle birçok haksız fiil işlenmiştir.
Hukuk Mücadelesinde Karalılıkla Devam Edilecektir.
Gazze Özgürlük Filosu organizatörleri ve bileşenleri Filo hazırlık sürecinde ve yolculuk esnasında olduğu gibi sonraki hukuk mücadelesi sürecinde de kararlılıkla hareket etmektedir. Ancak birçok kez dünya medyasına yansıdığı gibi, İsrail bu hukuk mücadelesini çeşitli şekillerde engellemeye ve baskı altında tutmaya çalışmaktadır. Öncelikle 20 yıldır çalışmalarını sürdüren ve dünyanın 135 ülke ve bölgesinde faaliyet gösteren İHH İnsani Yardım Vakfı hakkında son dönemlerin en kolay suçlama yöntemi olan teröre destek gibi suçlamalarla karalama kampanyaları başlatmıştır. ABD yönetimine bu hususta baskı yapıldığı ise net bir şekilde görülmektedir. İHH İnsani Yardım Vakfı yöneticileri hakkında karalama, iftira, çeşitli suçlamalarla baskı altına almak için düzmece deliller oluşturma çabaları da bu süreçte aşikâr olmuştur. Tüm bunlardan sonuç alınamayınca yüksek miktarda tazminatların ödenmesi karşılığında davalardan vazgeçilmesi teklifi getirilmiştir.
Sadece Özür Yetmez
Hiçbir zaman saldırının sorumluların cezalandırılması talebinden vazgeçmeyen Gazze Özgürlük Filosu organizatörleri, katılımcılar ve şehit yakınları, İsrail’in hukuk alanı dışındaki siyasi girişimlerinin kendileri için hiçbir bağlayıcılığı ve anlamı olmadığını belirtmiştir. Sadece özür ve tazminatla bu hukuksuzluğun üstünü örtmeyi hedefleyen İsrail’in, hukuk mercilerinde verilecek kararla zarar gören tüm gerçek ve tüzel kişiler için tazminat ödeyerek zararları karşılaması ve saldırı kararı alan ve saldırıya karışan tüm suçluların cezalandırılmasını sağlaması gerekmektedir. Zira, BM tarafından da tespit edilen söz konusu suçların karşılığı hukukta hem tazminat hem de suçluların cezalandırılmasıdır.
Kamuoyu vicdanı Gazze Özgürlük Filosu’nu organize eden ve Filo’ya katılan herkes:
a- Gazze’de devam eden ablukanın tamamen -özellikle deniz tarafından- kalkmasını,
b- İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden ceza davasında eklenecek diğer sorumlularla beraber tüm sanıkların cezalandırılmasını,
c-Tüm taraflar için her türlü maddi ve manevi zararın tazmin edilmesini,
d-Tüm yargı mercilerinde hızlı ve adil bir yargılama yapılmasını talep etmektedir.
İsraili rahatsız olması  ve endişelenmesi Mavi Marmara davasının öneminden dolayıdır.
İsrail tarafı, işlediği hukuksuzlukları ve insan hakları ihlallerini yargılama ve hesap sorulmadan muaf görmektedir. Yapılan zulüm ne olursa olsun kimsenin hiçbir zemin ve mercide İsrail’e hesap soramayacağını savunmakta ve bunu yapanları da tehdit etmektedir. Özellikle Gazze Özgürlük Filosu saldırısıyla ilgili olarak hukuk alanında yürütülen çalışmalardan -bu hukuki dokunulmazlık kalkanının delinmesi nedeniyle- ciddi rahatsızlık duymaktadır. İsrail’in özellikle Türkiye’de açılan ve İsrailli komutanların yargılandığı davaya konu olan soruşturmayı başından itibaren durdurmaya çalışma gayretleri ve davayı engelleme çabalarına baktığımızda İsrail’de davadan dolayı duyulan rahatsızlık ve endişe bu davanın önemini ortaya koymaktadır.
Gazze Özgürlük Filosu insanlığın ortak vicdanını temsil eden bir yardım organizasyonudur.
Dolayısıyla Filo’ya yapılan saldırı bütün insanlığa yapılmış bir saldırı olarak değerlendirilmektedir. İşlenen suçlar da insanlığa karşı işlenmiş suçlar olarak nitelendirilmektedir. İsrail’in Gazze Özgürlük Filosu gemilerine düzenlediği bu saldırının sorumlularına karşı yürütülen hukuki süreçte davalar da tıpkı Mavi Marmara gemisinde buluşan topluluk gibi farklı dinî, etnik, kültürel kimliğe sahip insanlık ailesinin ortak davası olarak kabul görmektedir. İşlenen suç sadece Filo’daki yolculara karşı değil o gemide temsil bulan dünyanın ortak vicdanına karşı, yani vicdan sahibi tüm insanlara, halklara karşı işlenmiş bir suçtur. İsrailli sorumlular insanlığın ortak hukuki kurallarını çiğnemiştir. Adaletin gereği olarak da sorumlular dünya kamuoyunun önünde adil yargılanma ortamında yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır.
Bu nedenlerle insanlığın ortak davası olan Mavi Marmara Davalarını;
- İnsanlık ailesinin tarihî öneme sahip bir davası olarak takip ediyor destekliyoruz.
- Saldırıda öldürülen dokuz insani yardım gönüllüsü ile başından vurularak ağır yaralanan ve 3 yıldır yoğun bakımda olan üç çocuk babası Uğur Süleyman Söylemez adına endişeyle takip etmenizi ve desteklemenizi,
- Özgürlüğü ve adaleti herkes için isteyen şehit yakınları ile 37 ülkeden mağdurlar adına takip etmenizi ve desteklemenizi,
- İnsanlık onuru ve Filistin halkının katledilmiş tüm mazlumları adına adaleti arayan taraf olmanızı talep ediyoruz.
Mavi Marmara gemisi Gazze’ye Özgürlük Ve İnsani Yardım taşıyordu. Mavi Marmara davalarının da dünyaya Hak Ve Adalet taşıyacağına inanıyoruz” dedi.  
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lalehaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.