MEHMET SAVRAN
Sitenin sağında bir giydirme reklam
NEMS

Nevşehirlinin Katledildiği O Gün Osmanlı'da Ezanlar Sustu

NEVŞEHİR 25.09.2016 - 20:21, Güncelleme: 01.08.2022 - 12:48
 

Nevşehirlinin Katledildiği O Gün Osmanlı'da Ezanlar Sustu

Osmanlı Devletinde İstanbul'un fethinden, bugüne kadar, cuma namazının kılınmadığı, ezan sesinin duyulmadığı bir tek gün dahi olmadı. Hatta işgal günlerinde bile böyle bir olay yaşanmadı.
Osmanlı Devletinde İstanbul'un fethinden, bugüne kadar, cuma namazının kılınmadığı, ezan sesinin duyulmadığı bir tek gün dahi olmadı. Hatta işgal günlerinde bile böyle bir olay yaşanmadı. Sadece o gün hariç...       Takvimler 29 Eylül 1730'ü gösteriyordu. Günlerden cumaydı. O gün Osmanlı İmparatorluğu tarihinde bir ilk yaşandı. Çünkü camiler kapatıldı ve ezan okunması yasaklandı.. İşte o yasağın ilginç öyküsü...       Pasarofça antlaşmasından sonra, Patrona Halil İsyanına kadar ki 12 yıllık dönem, Osmanlı Devletinde Lale Devri olarak anılır. Dönemin en önemli olayları şüphesiz Sadrazam Damat İbrahim Paşa'nın öldürülmesi ve 3. Ahmed'in tahttan indirilmesidir. Bu döneme kültür, edebiyat ve sanat alanındaki gelişmeler ve teknik alanda Avrupa'dan alınan yenilikler damga vurmuştur.       'Lale Devri' döneminde imparatorluğa barış hakim olmuş ama bir kesim sınırsız bir eğlenceye dalmış, devlet kendi başına bırakılmış, neticede ekonomi yoldan çıkmış, pahalılık dayanılmaz bir hal almıştı. Halktan homurdanmalar yükseliyordu. Tarihe geçen ve bir devri kapatan ayaklanma işte böyle bir ortamda başladı.        Böyle büyük bir günde ezan okunmaz, namaz kılınmaz Bayezid Hamamı'nın telláklarından Patrona Halil'in önderliğinde sokağa dökülenler birkaç dakika içinde kendilerine binlerce destekçi buldular. Saray, olup bitenin henüz farkında değildi ama isyancılar da ne yapacaklarına henüz karar vermemişlerdi. Halil ile yeniçeriler arasındaki ilk ciddi görüşme, sokağa dökülmelerinin ikinci gününde yapıldı. İşte tam bu sırada, ortaya 'Deli İbrahim' adında bir softa çıktı. Patrona Halil ile yeniçeri ağalarının önüne geldi ve 'Mübarek bir davaya kalktınız. Zalimlerden hesap soruyorsunuz. Böyle büyük bir günde ezan okunmaz, namaz kılınmaz' dedi     Deli İbrahim'in fetvasıyla, o gün camiler ve mescitler kapatıldı, ezan okunması ve camilere namaz için gelinmesi yasaklandı ve 1730'un 29 Eylül günü, tarihlere 'İstanbul'da fetihten buyana ezan okunmayan tek gün' olarak geçti.     Yeniçeriler saraya yürüyüp Üçüncü Ahmed'i tahtından indirdiler. Tahta Birinci Mahmud geçti. Damad İbrahim Paşa önce idam edildi, sonra cesedi parçalandı. Ayaklanma 29 gün boyunca devam etti.   Arnavut Halil'in sebep olduğu isyan bitip, her şey sakinleştikten sonra, Birinci Mahmud İstanbul kadısına bir ferman gönderdi: 'Sebep olduğu kötü hatıradan dolayı bundan böyle hamamlarda Arnavut tellák çalıştırılmayacaktır' buyurdu. Yeniçeriler tarihleri boyunca defalarca ayaklandılar. Bazen padişahları tahtlarından, bazen da sadrazamları, şeyhülislamları ve vezirleri kellelerinden ettiler. İsyanların en büyük ve kanlılarından olan, 'Patrona Halil Ayaklanması' da tarihe böyle geçti.  
Osmanlı Devletinde İstanbul'un fethinden, bugüne kadar, cuma namazının kılınmadığı, ezan sesinin duyulmadığı bir tek gün dahi olmadı. Hatta işgal günlerinde bile böyle bir olay yaşanmadı.

Osmanlı Devletinde İstanbul'un fethinden, bugüne kadar, cuma namazının kılınmadığı, ezan sesinin duyulmadığı bir tek gün dahi olmadı. Hatta işgal günlerinde bile böyle bir olay yaşanmadı. Sadece o gün hariç...

 

 

 

Takvimler 29 Eylül 1730'ü gösteriyordu. Günlerden cumaydı. O gün Osmanlı İmparatorluğu tarihinde bir ilk yaşandı. Çünkü camiler kapatıldı ve ezan okunması yasaklandı.. İşte o yasağın ilginç öyküsü...

 

 

 

Pasarofça antlaşmasından sonra, Patrona Halil İsyanına kadar ki 12 yıllık dönem, Osmanlı Devletinde Lale Devri olarak anılır. Dönemin en önemli olayları şüphesiz Sadrazam Damat İbrahim Paşa'nın öldürülmesi ve 3. Ahmed'in tahttan indirilmesidir. Bu döneme kültür, edebiyat ve sanat alanındaki gelişmeler ve teknik alanda Avrupa'dan alınan yenilikler damga vurmuştur.

 

 

 

'Lale Devri' döneminde imparatorluğa barış hakim olmuş ama bir kesim sınırsız bir eğlenceye dalmış, devlet kendi başına bırakılmış, neticede ekonomi yoldan çıkmış, pahalılık dayanılmaz bir hal almıştı. Halktan homurdanmalar yükseliyordu. Tarihe geçen ve bir devri kapatan ayaklanma işte böyle bir ortamda başladı. 

 

 

 

Böyle büyük bir günde ezan okunmaz, namaz kılınmaz

Bayezid Hamamı'nın telláklarından Patrona Halil'in önderliğinde sokağa dökülenler birkaç dakika içinde kendilerine binlerce destekçi buldular. Saray, olup bitenin henüz farkında değildi ama isyancılar da ne yapacaklarına henüz karar vermemişlerdi. Halil ile yeniçeriler arasındaki ilk ciddi görüşme, sokağa dökülmelerinin ikinci gününde yapıldı. İşte tam bu sırada, ortaya 'Deli İbrahim' adında bir softa çıktı. Patrona Halil ile yeniçeri ağalarının önüne geldi ve 'Mübarek bir davaya kalktınız. Zalimlerden hesap soruyorsunuz. Böyle büyük bir günde ezan okunmaz, namaz kılınmaz' dedi

 

 

Deli İbrahim'in fetvasıyla, o gün camiler ve mescitler kapatıldı, ezan okunması ve camilere namaz için gelinmesi yasaklandı ve 1730'un 29 Eylül günü, tarihlere 'İstanbul'da fetihten buyana ezan okunmayan tek gün' olarak geçti.

 

 

Yeniçeriler saraya yürüyüp Üçüncü Ahmed'i tahtından indirdiler. Tahta Birinci Mahmud geçti. Damad İbrahim Paşa önce idam edildi, sonra cesedi parçalandı. Ayaklanma 29 gün boyunca devam etti.

 


Arnavut Halil'in sebep olduğu isyan bitip, her şey sakinleştikten sonra, Birinci Mahmud İstanbul kadısına bir ferman gönderdi: 'Sebep olduğu kötü hatıradan dolayı bundan böyle hamamlarda Arnavut tellák çalıştırılmayacaktır' buyurdu. Yeniçeriler tarihleri boyunca defalarca ayaklandılar. Bazen padişahları tahtlarından, bazen da sadrazamları, şeyhülislamları ve vezirleri kellelerinden ettiler. İsyanların en büyük ve kanlılarından olan, 'Patrona Halil Ayaklanması' da tarihe böyle geçti.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lalehaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.