Sitenin sağında bir giydirme reklam
NEMS

Türk Eğitim Sen Başkanı Urgenç, ʹʹNevruz; Diriliş Günüdür. Ergenekon Bayramıdırʹʹ

NEVŞEHİR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 21.03.2015 - 12:30, Güncelleme: 01.08.2022 - 12:48
 

Türk Eğitim Sen Başkanı Urgenç, ʹʹNevruz; Diriliş Günüdür. Ergenekon Bayramıdırʹʹ

Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Tayfur Urgenç Nevruz Bayramı nedeniyle yayımlamış olduğu mesajında şunları kaydetti; ''Toplumları ulusları bir araya getiren ve birbirlerine bağlayan unsurlar vardır. Bu unsurlar ne kadar sağlam ve köklü geçmişe sahip ise o uluslar ölümsüzleşir. Bugün kutladığımız Nevruz/Bahar/Ergenekon Bayramı Türk tarihinin geçmişi kadar kadim ve Türkiye’nin geleceği kadar stratejik öneme sahip 5000 yıllık bir geçmişe sahip Türk Bayramıdır. Nevruz; Türk insanını birbirine kenetleyen, bağlayan, Ergenekon'dan demir dağları eriterek bağımsızlığa, bahara yanan bir ateştir. Bu ateş, hiç sönmeden binlerce yıl yandı ve gelecekte de kıvılcımlarından binlerce gönlü tutuşturarak ortak kültür ocağında milyonlarca ruhu ısıtacaktır. 21 Mart Sultan Nevruz; Takvimlerin başlangıç günüdür. Başta Türkler olmak üzere, Türklerle komşu olan ve Türkistan coğrafyasında yaşayan halklar tarafından büyük bir coşkuyla kutlanan, Türk soylu halkların ortak bayramı olarak , tabiatın canlanmasını, yeniden dirilişi ifade eder. Türk milletinin ata ve ana yurdunda baharın başlangıç gününün yeri ve önemi hemen her devirde büyük olmuş ve o gün bayram olarak kabul edilmiştir. Tarihi süreç içerisinde; Yenisey-Orhun çevresinden Altaylara oradan da Hun Türklerinin Avrupa'ya yürümesiyle, Macaristan'a ve Balkanlara ulaşan Sultan Nevruz, milattan sonra 800'den itibaren Hazar'ın güneyinden Anadolu'ya ve Mezopotamya'ya taşınmış ve yeni bir coğrafyada yaşatılmaya başlamıştır. Günümüzde Balkanlardan Çin Seddine ve Sibirya içlerine kadar büyük bir coğrafyada bilinmekte ve kutlanmaktadır. Tarihi bakımdan Hun, Göktürk, Uygur, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde Nevruz bir örfi bayram olarak kabul edilmiş, çeşitli eğlencelerle ve devlet merasimleriyle kutlanmıştır. İslamiyet’ten önce Türkler 21 Mart’ı takvimlerinin başlangıç günü yapmışlardı. Bir bayram ve bahar havası içerinde kutluyorlardı. Osmanlı Döneminde Nevruz, çok canlı biçimde kutlanıyordu. Osmanlı ailesini çıkarmış olan Kayı Boyuna mensup Karakeçililer, 21 Martta Ertuğrul Gazi’nin türbesi etrafında toplanarak burada bayram yapıyorlardı. Bu bayramın bir diğer adı da “Yörük” Bayramıydı. Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk'ün önderliğinde, 1922, 1923, 1924 ve 1926 yıllarında Ergenekon Bayramı adıyla kutlanmış hatta Atatürk 22 Mart 1922 tarihinde Keçiören’de Nevruz şenlikleri düzenletmiş ve kendisi de bizzat bu şenliklere iştirak etmişti.. Türk Dünyası'nda ise, önce Çarlık Rusya'sı, sonra Sovyetler Birliği sınırları içinde yaşayan Türklerin Nevruz bayramı kutlamaları engellenmeye çalışıldıysa da başarılı olunamamış, 1990 yılında bağımsızlıklarını ilan eden Türk Cumhuriyetleri'nde Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Azerbaycan ile Rusya Federasyonu bünyesindeki Tataristan 21 Mart Ergenekon/Nevruz Bayramı'nı "Milli Bayram" olarak ilan etmişlerdir. Bu günün coşkuyla kutlanmasına büyük önem vermektedirler. Türk kültüründen kaynaklanan Ergenekon/Nevruz bayramı, her yönüyle Türk gelenek ve görenekleriyle zenginleşmiş ananevi ve temeli beş bin yıllık Türk tarihine dayalı milli bir bayramdır. Türkiye'de de 1991 yılında Türk Dünyası ile birlikte ortak bir gün olarak resmi tatil olmaksızın bayram ilan edilmiştir. Doğanın bayramı Nevruz, bir bolluk ve bereket töreni olmasının yanı sıra, geleneksel Türk kültürü için “kurtuluş günü” olarak da özel bir öneme sahiptir. Örs üzerinde dövülen demir, yeniden şekillenmenin, uzamanın, büyümenin, kurtuluşun, bağımsızlığın, egemenliğin ve dahası gelişmenin sembolüdür. Nevruz ; aşktır Nevruz, barıştır. Nevruz; sevgidir, yardımlaşmadır, kardeşliktir, hoşgörüdür… Nevruz, birlik ve beraberlik günüdür. Nevruz; bahçenin en güzel gülüdür, bütün Türk dünyası için hasret ve sevda türküleri söyleyen gül bahçesindeki bülbüldür. Nevruz; Tuna’da okunan ezanın, Söğüt’te yanan ocağın, Elaziz’de pişen aşın, Ötüken’de koşan atın, Kerkük’te dillerden dökülen ağıtın, Çanakkale’de dalgalanan bayrağın, Kaşgar’da söylenen sevda ve hasret türküsünün adıdır. Nevruz Tüm Türkistan’da bir bahar coşku ve sevgi bayramı olarak, geleceğe umutlar taşımaya devam edecektir, karanlık köşelerde onu kanla gözyaşıyla özdeşleştirmeye çalışanlara inat. Ağaçları, çiçekleri koparıp topraktan ayıranlara, yakanlara inat, sulayarak, dikerek, yeşerterek umut taşımaya devam edecektir. Şunu unutmayalım; Nevruz, Türk kültürünün bir öğesidir ve ulusları ancak gelenekleri yaşatır. Nevruzunuz, Baharınız, Türkün doğum/bağımsızlık günü ERGENEKON bayramınızın kutlu olsun, bir dilek tutun bugün, dileğinizde sevgi olsun.''  

Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Tayfur Urgenç Nevruz Bayramı nedeniyle yayımlamış olduğu mesajında şunları kaydetti;

''Toplumları ulusları bir araya getiren ve birbirlerine bağlayan unsurlar vardır. Bu unsurlar ne kadar sağlam ve köklü geçmişe sahip ise o uluslar ölümsüzleşir. Bugün kutladığımız Nevruz/Bahar/Ergenekon Bayramı Türk tarihinin geçmişi kadar kadim ve Türkiye’nin geleceği kadar stratejik öneme sahip 5000 yıllık bir geçmişe sahip Türk Bayramıdır.
Nevruz; Türk insanını birbirine kenetleyen, bağlayan, Ergenekon'dan demir dağları eriterek bağımsızlığa, bahara yanan bir ateştir. Bu ateş, hiç sönmeden binlerce yıl yandı ve gelecekte de kıvılcımlarından binlerce gönlü tutuşturarak ortak kültür ocağında milyonlarca ruhu ısıtacaktır.
21 Mart Sultan Nevruz; Takvimlerin başlangıç günüdür. Başta Türkler olmak üzere, Türklerle komşu olan ve Türkistan coğrafyasında yaşayan halklar tarafından büyük bir coşkuyla kutlanan, Türk soylu halkların ortak bayramı olarak , tabiatın canlanmasını, yeniden dirilişi ifade eder. Türk milletinin ata ve ana yurdunda baharın başlangıç gününün yeri ve önemi hemen her devirde büyük olmuş ve o gün bayram olarak kabul edilmiştir.
Tarihi süreç içerisinde; Yenisey-Orhun çevresinden Altaylara oradan da Hun Türklerinin Avrupa'ya yürümesiyle, Macaristan'a ve Balkanlara ulaşan Sultan Nevruz, milattan sonra 800'den itibaren Hazar'ın güneyinden Anadolu'ya ve Mezopotamya'ya taşınmış ve yeni bir coğrafyada yaşatılmaya başlamıştır. Günümüzde Balkanlardan Çin Seddine ve Sibirya içlerine kadar büyük bir coğrafyada bilinmekte ve kutlanmaktadır.
Tarihi bakımdan Hun, Göktürk, Uygur, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde Nevruz bir örfi bayram olarak kabul edilmiş, çeşitli eğlencelerle ve devlet merasimleriyle kutlanmıştır. İslamiyet’ten önce Türkler 21 Mart’ı takvimlerinin başlangıç günü yapmışlardı. Bir bayram ve bahar havası içerinde kutluyorlardı.
Osmanlı Döneminde Nevruz, çok canlı biçimde kutlanıyordu. Osmanlı ailesini çıkarmış olan Kayı Boyuna mensup Karakeçililer, 21 Martta Ertuğrul Gazi’nin türbesi etrafında toplanarak burada bayram yapıyorlardı. Bu bayramın bir diğer adı da “Yörük” Bayramıydı.
Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk'ün önderliğinde, 1922, 1923, 1924 ve 1926 yıllarında Ergenekon Bayramı adıyla kutlanmış hatta Atatürk 22 Mart 1922 tarihinde Keçiören’de Nevruz şenlikleri düzenletmiş ve kendisi de bizzat bu şenliklere iştirak etmişti..
Türk Dünyası'nda ise, önce Çarlık Rusya'sı, sonra Sovyetler Birliği sınırları içinde yaşayan Türklerin Nevruz bayramı kutlamaları engellenmeye çalışıldıysa da başarılı olunamamış, 1990 yılında bağımsızlıklarını ilan eden Türk Cumhuriyetleri'nde Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Azerbaycan ile Rusya
Federasyonu bünyesindeki Tataristan 21 Mart Ergenekon/Nevruz Bayramı'nı "Milli Bayram" olarak ilan etmişlerdir. Bu günün coşkuyla kutlanmasına büyük önem vermektedirler. Türk kültüründen kaynaklanan Ergenekon/Nevruz bayramı, her yönüyle Türk gelenek ve görenekleriyle zenginleşmiş ananevi ve temeli beş bin yıllık Türk tarihine dayalı milli bir bayramdır. Türkiye'de de 1991 yılında Türk Dünyası ile birlikte ortak bir gün olarak resmi tatil olmaksızın bayram ilan edilmiştir.
Doğanın bayramı Nevruz, bir bolluk ve bereket töreni olmasının yanı sıra, geleneksel Türk kültürü için “kurtuluş günü” olarak da özel bir öneme sahiptir. Örs üzerinde dövülen demir, yeniden şekillenmenin, uzamanın, büyümenin, kurtuluşun, bağımsızlığın, egemenliğin ve dahası gelişmenin sembolüdür.
Nevruz ; aşktır
Nevruz, barıştır.
Nevruz; sevgidir, yardımlaşmadır, kardeşliktir, hoşgörüdür…
Nevruz, birlik ve beraberlik günüdür.
Nevruz; bahçenin en güzel gülüdür, bütün Türk dünyası için hasret ve sevda türküleri söyleyen gül bahçesindeki bülbüldür.
Nevruz; Tuna’da okunan ezanın, Söğüt’te yanan ocağın, Elaziz’de pişen aşın, Ötüken’de koşan atın, Kerkük’te dillerden dökülen ağıtın, Çanakkale’de dalgalanan bayrağın, Kaşgar’da söylenen sevda ve hasret türküsünün adıdır.
Nevruz Tüm Türkistan’da bir bahar coşku ve sevgi bayramı olarak, geleceğe umutlar taşımaya devam edecektir, karanlık köşelerde onu kanla gözyaşıyla özdeşleştirmeye çalışanlara inat. Ağaçları, çiçekleri koparıp topraktan ayıranlara, yakanlara inat, sulayarak, dikerek, yeşerterek umut taşımaya devam edecektir.
Şunu unutmayalım; Nevruz, Türk kültürünün bir öğesidir ve ulusları ancak gelenekleri yaşatır. Nevruzunuz, Baharınız, Türkün doğum/bağımsızlık günü ERGENEKON bayramınızın kutlu olsun, bir dilek tutun bugün, dileğinizde sevgi olsun.''

 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lalehaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.