Sitenin sağında bir giydirme reklam
NEMS

Urgenç, ‘Türk milliyetçisi kimdir’

EĞİTİM 15.05.2019 - 09:35, Güncelleme: 01.08.2022 - 12:48
 

Urgenç, ‘Türk milliyetçisi kimdir’

Türk Eğitim Sen Nevşehir İl Başkanı Tayfur Urgenç, milli mücadelenin 100.yılında Türk Milliyetçisi kimdir? Adlı bir yazı yayınladı.
  Türk Eğitim Sen Nevşehir İl Başkanı Tayfur Urgenç, milli mücadelenin 100.yılında Türk Milliyetçisi kimdir? Adlı bir yazı yayınladı.   Türk Eğitim Sen Nevşehir Şube Başkanı Tayfur Urgenç tarafından kaleme alınan yazıda Türk milliyetçisi anlatıldı. Urgenç yazısında şunları kaydetti;   “Mondros'ta barış güvercinleri ile elinden silahı alınarak teslim edilen ordu, savunma gücü kırılmış, geri çekilmek zorunda kalmış, Şehzade başı karakolu ile başlayan süreçte, İmparatorluğun kozmik odasına girilmiş, milli hafızası silinerek yok edilmiş, Türk'ün ana vatanı kaderine terkedilmiş. Sakarya ağlıyor, Selanik küsmüş, Bosna kırgın, Vardar Ovası atlı akıncıyı bekliyordu. Çok değil 50 yıl önce Türk çocuklarının sesleriyle kuş cıvıltılarının birbirine karıştığı topraklarda sürgün hayatı başlamıştı. Kendi topraklarında yabancı olan Türk Milletinin garip düştüğü, İslam sancağının mahzun kaldığı yıllar yaşanıyordu. Üstelik birde Sevr’de düşmana bırakılmak zorunda kalınan vatan toprakları, Türk’ün öz malı, buralarda oturanlar Türk’tü. Yıl; 1919’a gelindiğinde; Ya Türk vatanı, kutsal vatan toprağı, düşman çizmeleri altında ezilecek ya da “Ya istiklal; ya ölüm!” Parolasıyla şanlı geçmişteki zaferleri yeniden yaşayacaktı. Sevr’de padişah ve sadrazam bireysel istikbalini, ulusun istiklalinden üstün görmüş, kutsal vatan topraklarının kaleleri bir bir düşerken izlemeyi tercih etmişler, Türk milletini oyalama yolunu seçmişlerdi. Gözü dönmüş emperyalistler, uluslararası çıkar odakları, yerli işbirlikçiler ile intikam edasıyla Türk’ün anavatanını kendi aralarında çoktan pay bile etmişlerdi. Ancak unuttukları bir şey vardı; Türk’ün ruhundaki bağımsızlık anlayışı Hâkimiyeti Milliye. Milli hâkimiyet duygusu ile harekete geçen temelini İttihat ve Terakkinin oluşturduğu Kurtuluş savaşının kahramanlarını, Kuvayi Milliyeciler; bu toprakların öz evlatlarını, bu ülkenin gerçek sahiplerini unuttular. Onlar Anadolu’da Devleti Aliyyeyi, Pax Ottoman yapan, at üstünde yalın kılıç Orta Asya’dan Tuna kıyılarına kadar Türk mührünü taşıyanlardı. Toprağı “devleti ebedi müddet” yapanlardı. İşte gittikleri ulaştıkları her coğrafyaya Türk mührünü vuranların bağımsızlık duygusunu yok edemediler. Mankurtlaştıramadılar, yiğit Anadolu insanını. İçeride Sultan/Padişah halifeye, işbirlikçi sadrazama, dışarıda emperyalistlere karşı verilen Kurtuluş mücadelesi, bağımsızlık duygusu harekete geçen Türk milliyetçilerinin yeniden uyanışıdır. Millet bu mücadeleyi kazandığı için Türk milliyetçisi olmadı. Türk milliyetçisi olduğu için Kurtuluş Savaşını kazandı. O Temiz yürekli karşılıksız vatan sevgisini yüreklerinde hisseden Türk Milliyetçileri; bu ülkeyi çocuklarımıza miras bırakmak için bizlere emanet ettiler. Atamdan miras bu topraklarda Bilge ve Metehan özgürce oynasınlar diye emanete sahip çıkacağız. Emanete sahip çıkıp gelecek kuşaklara aktarmak için mücadele etmek Türk Milliyetçiliğinin gereğidir. Türk’ün hükmetme felsefesi “devleti ebedi adalet” anlayışındaki adalet ve hoşgörüden yararlanarak ihanet sürecinin içerisinde bulunan iç ve dış şer odakları, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu, bağımsızlığını, hâkimiyeti milliye anlayışından iradeyi Milliye ye giden yolu hiçbir zaman anlayamayacaklardır. Bugün Atamızdan aldığımız ruhla “Ne Mutlu Türk’üm diyene!” diyerek her zamankinden daha fazla akıl, bilim, fen ve teknoloji ile şekillenerek tarihsel hafızamızla geleceğimizi inşa edeceğiz. Dün ve bugün yaşananlar, Tarih bir milletinin hafızasıdır, gerçeğini hafızalara kazımaktadır. O hafızaya sahip çıkmazsak tarihin tekerrür etmesine mani olamayız. 100.Yılda Türk milliyetçisi; tarihin akışını değiştiren kahramanlardır. Hafızasını çıkar odaklarına kiralamayan, şahsi istikbalini değil ülkenin İstiklalini, Türk vatanının mukadderatını, ulusun kaderini düşünen serdengeçtilerdir. Her şart ve durumda devletten yana tavır alan Türk Milletinin birlik ve beraberliğini savunan vatanseverlerdir. Çileye talip olup beynini çıkar gruplarına kiralamayan, ruhunu Orkun’un kaynağında dinlendiren Türklük şuuru ile aydınlanmış münevver ve mütefekkirlerdir. Atatürk bir Türk Milliyetçisidir. Atatürk’ü anlayan kişi 100.Yılda Türk Milliyetçiliği ülküsünü yaşayıp gelecek kuşaklara aktaracak olanlardır. Türk Medeniyetine katkı sunan ve bu uğurda mücadele edenlerdir. İlim ve fikir adamlarının oluşturduğu Türkçülük ideolojisine sahip çıkan, geliştiren, araştıran, aktaran, hizmet eden, Türklük şuuru ile hareket edip ülküde birleşen kişiler 100. Yılda 1919 ruhuna sahip çıkanlar Türk Milliyetçisidir.”  
Türk Eğitim Sen Nevşehir İl Başkanı Tayfur Urgenç, milli mücadelenin 100.yılında Türk Milliyetçisi kimdir? Adlı bir yazı yayınladı.

 

Türk Eğitim Sen Nevşehir İl Başkanı Tayfur Urgenç, milli mücadelenin 100.yılında Türk Milliyetçisi kimdir? Adlı bir yazı yayınladı.

 

Türk Eğitim Sen Nevşehir Şube Başkanı Tayfur Urgenç tarafından kaleme alınan yazıda Türk milliyetçisi anlatıldı. Urgenç yazısında şunları kaydetti;

 

“Mondros'ta barış güvercinleri ile elinden silahı alınarak teslim edilen ordu, savunma gücü kırılmış, geri çekilmek zorunda kalmış, Şehzade başı karakolu ile başlayan süreçte, İmparatorluğun kozmik odasına girilmiş, milli hafızası silinerek yok edilmiş, Türk'ün ana vatanı kaderine terkedilmiş. Sakarya ağlıyor, Selanik küsmüş, Bosna kırgın, Vardar Ovası atlı akıncıyı bekliyordu. Çok değil 50 yıl önce Türk çocuklarının sesleriyle kuş cıvıltılarının birbirine karıştığı topraklarda sürgün hayatı başlamıştı. Kendi topraklarında yabancı olan Türk Milletinin garip düştüğü, İslam sancağının mahzun kaldığı yıllar yaşanıyordu. Üstelik birde Sevr’de düşmana bırakılmak zorunda kalınan vatan toprakları, Türk’ün öz malı, buralarda oturanlar Türk’tü.

Yıl; 1919’a gelindiğinde; Ya Türk vatanı, kutsal vatan toprağı, düşman çizmeleri altında ezilecek ya da “Ya istiklal; ya ölüm!” Parolasıyla şanlı geçmişteki zaferleri yeniden yaşayacaktı. Sevr’de padişah ve sadrazam bireysel istikbalini, ulusun istiklalinden üstün görmüş, kutsal vatan topraklarının kaleleri bir bir düşerken izlemeyi tercih etmişler, Türk milletini oyalama yolunu seçmişlerdi. Gözü dönmüş emperyalistler, uluslararası çıkar odakları, yerli işbirlikçiler ile intikam edasıyla Türk’ün anavatanını kendi aralarında çoktan pay bile etmişlerdi.

Ancak unuttukları bir şey vardı; Türk’ün ruhundaki bağımsızlık anlayışı Hâkimiyeti Milliye. Milli hâkimiyet duygusu ile harekete geçen temelini İttihat ve Terakkinin oluşturduğu Kurtuluş savaşının kahramanlarını, Kuvayi Milliyeciler; bu toprakların öz evlatlarını, bu ülkenin gerçek sahiplerini unuttular. Onlar Anadolu’da Devleti Aliyyeyi, Pax Ottoman yapan, at üstünde yalın kılıç Orta Asya’dan Tuna kıyılarına kadar Türk mührünü taşıyanlardı. Toprağı “devleti ebedi müddet” yapanlardı. İşte gittikleri ulaştıkları her coğrafyaya Türk mührünü vuranların bağımsızlık duygusunu yok edemediler. Mankurtlaştıramadılar, yiğit Anadolu insanını.

İçeride Sultan/Padişah halifeye, işbirlikçi sadrazama, dışarıda emperyalistlere karşı verilen Kurtuluş mücadelesi, bağımsızlık duygusu harekete geçen Türk milliyetçilerinin yeniden uyanışıdır. Millet bu mücadeleyi kazandığı için Türk milliyetçisi olmadı. Türk milliyetçisi olduğu için Kurtuluş Savaşını kazandı. O Temiz yürekli karşılıksız vatan sevgisini yüreklerinde hisseden Türk Milliyetçileri; bu ülkeyi çocuklarımıza miras bırakmak için bizlere emanet ettiler. Atamdan miras bu topraklarda Bilge ve Metehan özgürce oynasınlar diye emanete sahip çıkacağız. Emanete sahip çıkıp gelecek kuşaklara aktarmak için mücadele etmek Türk Milliyetçiliğinin gereğidir.

Türk’ün hükmetme felsefesi “devleti ebedi adalet” anlayışındaki adalet ve hoşgörüden yararlanarak ihanet sürecinin içerisinde bulunan iç ve dış şer odakları, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu, bağımsızlığını, hâkimiyeti milliye anlayışından iradeyi Milliye ye giden yolu hiçbir zaman anlayamayacaklardır. Bugün Atamızdan aldığımız ruhla “Ne Mutlu Türk’üm diyene!” diyerek her zamankinden daha fazla akıl, bilim, fen ve teknoloji ile şekillenerek tarihsel hafızamızla geleceğimizi inşa edeceğiz. Dün ve bugün yaşananlar, Tarih bir milletinin hafızasıdır, gerçeğini hafızalara kazımaktadır. O hafızaya sahip çıkmazsak tarihin tekerrür etmesine mani olamayız. 100.Yılda Türk milliyetçisi; tarihin akışını değiştiren kahramanlardır. Hafızasını çıkar odaklarına kiralamayan, şahsi istikbalini değil ülkenin İstiklalini, Türk vatanının mukadderatını, ulusun kaderini düşünen serdengeçtilerdir. Her şart ve durumda devletten yana tavır alan Türk Milletinin birlik ve beraberliğini savunan vatanseverlerdir. Çileye talip olup beynini çıkar gruplarına kiralamayan, ruhunu Orkun’un kaynağında dinlendiren Türklük şuuru ile aydınlanmış münevver ve mütefekkirlerdir. Atatürk bir Türk Milliyetçisidir. Atatürk’ü anlayan kişi 100.Yılda Türk Milliyetçiliği ülküsünü yaşayıp gelecek kuşaklara aktaracak olanlardır. Türk Medeniyetine katkı sunan ve bu uğurda mücadele edenlerdir. İlim ve fikir adamlarının oluşturduğu Türkçülük ideolojisine sahip çıkan, geliştiren, araştıran, aktaran, hizmet eden, Türklük şuuru ile hareket edip ülküde birleşen kişiler 100. Yılda 1919 ruhuna sahip çıkanlar Türk Milliyetçisidir.”

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lalehaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.