Klorlu Su Sağlığımız İçin Gerekli Ve Zorunludur
Bulaşıcı Hastalıklar, bilindiği gibi, mikropların insan vücuduna girip üremesi,çoğalması ve koloniler oluşturması ile oluşmaktadır. Bazı mikroplar ise havaların ısınmasıyla birlikte su ve besinlerle ortaya çıkabilmekte, önlem alınmadığı takdirde, nadir görülen birtakım bulaşıcı hastalıklara neden olarak, bir anda salgın boyutuna ulaşabilmektedirler.
Su ve besinlerle bulaşan hastalıklara neden olan mikroplar, hasta kişilerin dışkı veya idrarları ile kirlenmiş olan su ve besinlerle diğer insanlara bulaşmaktadır. Toplumun ortak kullandığı bir varlık olan SU, bu mikroplarla kirlenirse, toplumun önemli bir kemsini etkileyebilecek olan bulaşıcı hastalık salgınlarına neden olmaktadır. Tifo, Dizanteri, Kolera, Hepatit A gibi hastalıklar en çok bilinenleridir.
Su ve besinlerle bulaşan hastalıklar'in azaltılabilmesi için; çevre koşullarının olumlu hale getirilmesi, atıkların uygun şekilde uzaklaştırılması, hayvanların su kaynaklarını kirletmelerinin önlenmesi, sineklerin kontrolü, gıda güvenliği ve kişisel temizlik kurallarına uyulmasının yam sıra yeterli ve sağlıklı içme-kullanma suyunun temin edilmesi de bu nedenle gerekmektedir.
Yine hepimizin bildiği gibi, söz konusu edilmiş olan içme ve kullanma suları değişik yollardan kirlenebilmektedir. Dolayısıyla, suya karışan mikroplar (bakteriler, virüsler, parazitler ve diğer organizmalar), hastalık ve ölümlerin en önemli nedenleri olabilmektedir. Bu nedenle, içme ve kullanma sulan tam temizlenmeden kullanılmamalıdır ve bu sular aralıksız olarak dezenfekte edilmelidir.
Suların dezenfeksiyonu yapılırken sudaki hastalık yapan mikropların ve parazitlerin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Dezenfeksiyon yapılırken kullanılan maddelere ise dezenfektan denmektedir. Bu amaçla suların dezenfeksiyonu için en çok kullanılan yöntem klorla dezenfeksiyon yöntemi'dir. Klor, ucuzluğu, uygulama* kolaylığı ve kontrol edilmesi açısından en uygun dezenfektandır.
Bu kapsamda, halkımıza kesintisiz olarak temiz içme ve kullanma suyunu temin etmek zorunda bulunan kurumlar (Belediyeler ve İl / İlçe Özel İdareleri), bu içme ve kullanma sularını 24 saat kesintisiz olarak klorlamak zorundadırlar. Bu sayede, su şebeke hatları ile toplumda hızlıca yayılması mümkün olabilen mikroplar öldürülmekte ve halkın sağlığını hızlıca tehdit edebilecek bulaşıcı hastalıklar önlenmiş olmaktadır.
Sonuç olarak, bulaşıcı hastalıklardan ve özellikle havaların ısınmasıyla birlikte daha sık görülmekte olan su ve besinlerle bulaşan hastalıklardan korunabilmek için kişisel temizliğe dikkat edilmesi ve ellerin su ve sabunla yıkanmasının bir alışkanlık haline getirilmesinin
yanı sıra, kullanmakta olduğumuz içme ve kullanma suyunun " KLORLU SU " olmasına dikkat edilmesi, klorlu suyun tadı ve kokusunun hafifçe değişmiş olmasının sağlığımıza her hangi bir zararının bulunmadığının bilinmesi, aksine, bu durumun halkımızın ve insanımızın sağlığının korunması için bir zorunluluk olduğunun bilinmesi gerektiği, Halk Sağlığı Müdürlüğümüzce değerlendirilmektedir.