Sitenin sağında bir giydirme reklam
NEMS

I. Ulusal Çevreci Beşerî Bilimler Konferansı yapıldı

EĞİTİM 03.06.2021 - 10:17, Güncelleme: 01.08.2022 - 12:49
 

I. Ulusal Çevreci Beşerî Bilimler Konferansı yapıldı

Kapadokya Üniversitesi Beşerî Bilimler Fakültesi ve Çevreci Beşerî Bilimler Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin ortak ev sahipliğinde, I. Ulusal Çevreci Beşerî Bilimler Konferansı yapıldı.
  Kapadokya Üniversitesi Beşerî Bilimler Fakültesi ve Çevreci Beşerî Bilimler Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin ortak ev sahipliğinde, I. Ulusal Çevreci Beşerî Bilimler Konferansı yapıldı.   27-28 Mayıs 2021 tarihlerinde, ulusal ve uluslararası çalışmalarıyla öne çıkan akademisyenler ile çevrim içi ve Türkçe olarak gerçekleştirilen konferans, beşerî bilimler ve doğa bilimleri arasında bir köprü oluşturarak, katılımcılara çeşitli alanlarda farkındalık kazandırmayı amaçlamıştır. 5 davetli konuşmacı ve bildiri sunumları ile moderatörlüğünü Dr. Öğr. Üyesi Sinan Akıllı’nın yaptığı konferansta edebiyat, sanat, sosyoloji, mimarlık, antropoloji, coğrafya, eğitim, iktisat, iletişim, şehir ve bölge planlama gibi farklı alanlarda 25 sunum yapıldı.   Tezcan: Üniversitemiz doğaya karşı bilinçlenmeyi oldukça önemsiyor Konferansın ilk açılış konuşmasını yapan, Beşerî Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nuran Tezcan, “Kapadokya Üniversitesi Çevreci Beşerî Bilimler konusunda öncü bir misyon üstlenmiştir. Doğaya karşı bilinçlenmeyi her vesileyle gündeme getiren bir üniversite olduğunu, kadınlar gününde TEMA vakfı aracılığıyla kadın akademisyenlere fidan hediye ederek de göstermiştir. İnsanoğlu, en bağlı olduğunu, en korktuğunu, en sevdiğini, en saygı duyduğunu, en yüce duygusunu, ve tutkusunu doğa ile anlatagelmiştir. Sevgiliyi bir bahçenin çiçekleriyle özdeşleştirmiştir.’’ dedi.   Oppermann: Doğa aleyhine işleyen ilişkilerin karşısındayız Konferansın ikinci açılış konuşmasını yapan, Çevreci Beşerî Bilimler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serpil Oppermann ise konferansın amacı hakkında bilgilendirmelerde bulundu: ‘’Konferansımız, Türkiye’de Çevreci Beşerî Bilimler alanında çalışan araştırmacı ve akademisyenleri bir araya getirerek, disiplinler arası bir paylaşım ve tartışma ortamı sağlamak, ülkemizde yapılan çalışmalara yönelik diyaloğu ve iş birliğini geliştirmek amacıyla düzenlenmiştir. Çevreci Beşerî Bilimler tüm gezegeni çevreleyen, yaşamı derinden tehdit eden küresel ekolojik sorunları toplumsal ve kültürel boyutlarıyla değerlendirirken, insanın doğayla kurduğu karmaşık ve doğa aleyhine işleyen ilişkileri eleştirel yaklaşımla incelemektedir. Ayrıca, hem gelecek nesiller hem de diğer canlı yaşama karşı etik bir önem arz eden önlemlerin alınmasını bir ahlaki sorumluluk meselesi olarak görmektedir.’’   Tekin: Türümüz 100 bin yıl aynı yerde değişmeden kalabildi Açılış konuşmalarından sonra Hacettepe Üniversitesinden Doç. Dr. Halil Tekin, “Anadolu'nun Tarih Öncesinde İnsan-Çevre İlişkisi" üzerine bir sunum gerçekleştirdi. Anlatımda, Homo Sapiens’in 300 bin yıllık tarihi, 100 bin yıl aynı yerde çok değişmeden kalabildiği, taş ocakları ve yeraltı maden ocaklarıyla beraber çok fazla ağaç kesip çevreyi değiştirmeye ve kirletmeye başladığı gibi bilgiler verildi. Aytekin: 401 tür yok olma tehlikesi altında Yazar Y. Haluk Aytekin, "Türkiye'deki Ekolojik Yıkım ve Yaban Hayatı Üzerindeki Etkileri" üzerine bir sunum yaptı. Sunumda, zengin bir coğrafyada yaşadığımızı, bir kıta kadar zengin bir biyoçeşitliliğe sahip olduğumuzu, 401 türün yok olma tehlikesi yaşadığını, yaşam zinciri koparsa insanların da zarar görebileceğini hatırlatan Haluk Aytekin, doğa sevgisinin edebiyatla verilmesi gerektiği üstünde durarak, doğal yaşamın korunması için önerilerde bulundu.   Dalfes: Öğrenciler zorunlu insan/toplum ilimleri dersleriyle dil aşinalığı kazanmalı Prof. Dr. Nüzhet Dalfes, "Küresel Değişim ve ‘İki Kültür’: Neredeyiz?" isimli bilgilendirici konuşmasında, C.P Snow’un iki kültür ve bilimsel devrim konuşmasından bahsederek, “İki kültürdeki (doğa bilimleri ve beşerî bilimler) entelektüelleri yetiştirebiliyor muyuz, buluşturabiliyor muyuz?” diye sordu. Dalfes, üniversite öğrencilerinin zorunlu insan/toplum ilimleri/sanat dersleri alarak dil aşinalığı kazanması gerektiğinin önemini vurgulayarak, çevre tarihçiliğinin önemi gibi konulara dikkat çekti.   Derya Hasta, insanın doğası hakkında bilgiler verdi Ankara Üniversitesinden Doç. Dr. Derya Hasta ise "Çevre Yanlısı Davranışlar ve Sosyal Psikoloji" konusunda çevrecilikle ilgili olarak insanın doğası hakkında aydınlatıcı bilgiler verdi. Hasta, insan-çevre ilişkisi, çevreye duyarlı-çevreci davranış ve sürdürülebilirlik gibi konular hakkında açıklamalarda bulunarak; insanların kendilerini doğadan üstün görme ya da doğa üzerinde baskı kurma eğilimlerinin, siyasal görüş, yetkecilik, sosyal baskınlık yönelimi ve ahlaki temellerle ilişkili olduğunu belirtti.   Uzuner: Felsefe tarihi, mitolojisi, hikayesi olmayan bir kültür yaşayamaz Doç. Dr. Melis Erg, Buket Uzuner ile "İklim-Kurgu Edebiyatı ve Çevre Duyarlılığı" konusunda söyleşi yaptı. Buket Uzuner, Anadolu topraklarında ve dünyada iklim ve çevre duyarlılığına ışık tutan yazarlar (Prof. Hikmet Birand, Yaşar Kemal, Sait Faik, Ursula Le Guin, Aldo Leopold gibi), edebiyatın iklim değişikliğini anlatmada ve olası çözümler sunmadaki rolü, kendi mitolojilerimizden dünyayı ve tabiatı öğrenmenin aidiyet duygusuna katkısı olacağı, Türklerde 3000-4000 yıl önce ağaç ahlakı tespiti gibi konularda anlatımlarda bulundu. Ayrıca, Aldo Leopold’ün “Medeniyetin en yüksek görevi, bir toprak parçasını bozmadan, üzerinde yaşayabilmenin yolunu bulmaktır’’ sözünü hatırlatarak, “Felsefe tarihi, mitolojisi, hikayesi olmayan bir kültür yaşayamaz.” sözleriyle konuşmasını bitirdi. Konferans, katılımcılardan gelen sorular ve verilen cevaplarla sona erdi.                                                                       
Kapadokya Üniversitesi Beşerî Bilimler Fakültesi ve Çevreci Beşerî Bilimler Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin ortak ev sahipliğinde, I. Ulusal Çevreci Beşerî Bilimler Konferansı yapıldı.

 

Kapadokya Üniversitesi Beşerî Bilimler Fakültesi ve Çevreci Beşerî Bilimler Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin ortak ev sahipliğinde, I. Ulusal Çevreci Beşerî Bilimler Konferansı yapıldı.

 

27-28 Mayıs 2021 tarihlerinde, ulusal ve uluslararası çalışmalarıyla öne çıkan akademisyenler ile çevrim içi ve Türkçe olarak gerçekleştirilen konferans, beşerî bilimler ve doğa bilimleri arasında bir köprü oluşturarak, katılımcılara çeşitli alanlarda farkındalık kazandırmayı amaçlamıştır. 5 davetli konuşmacı ve bildiri sunumları ile moderatörlüğünü Dr. Öğr. Üyesi Sinan Akıllı’nın yaptığı konferansta edebiyat, sanat, sosyoloji, mimarlık, antropoloji, coğrafya, eğitim, iktisat, iletişim, şehir ve bölge planlama gibi farklı alanlarda 25 sunum yapıldı.

 

Tezcan: Üniversitemiz doğaya karşı bilinçlenmeyi oldukça önemsiyor

Konferansın ilk açılış konuşmasını yapan, Beşerî Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nuran Tezcan, “Kapadokya Üniversitesi Çevreci Beşerî Bilimler konusunda öncü bir misyon üstlenmiştir. Doğaya karşı bilinçlenmeyi her vesileyle gündeme getiren bir üniversite olduğunu, kadınlar gününde TEMA vakfı aracılığıyla kadın akademisyenlere fidan hediye ederek de göstermiştir. İnsanoğlu, en bağlı olduğunu, en korktuğunu, en sevdiğini, en saygı duyduğunu, en yüce duygusunu, ve tutkusunu doğa ile anlatagelmiştir. Sevgiliyi bir bahçenin çiçekleriyle özdeşleştirmiştir.’’ dedi.

 

Oppermann: Doğa aleyhine işleyen ilişkilerin karşısındayız

Konferansın ikinci açılış konuşmasını yapan, Çevreci Beşerî Bilimler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serpil Oppermann ise konferansın amacı hakkında bilgilendirmelerde bulundu: ‘’Konferansımız, Türkiye’de Çevreci Beşerî Bilimler alanında çalışan araştırmacı ve akademisyenleri bir araya getirerek, disiplinler arası bir paylaşım ve tartışma ortamı sağlamak, ülkemizde yapılan çalışmalara yönelik diyaloğu ve iş birliğini geliştirmek amacıyla düzenlenmiştir. Çevreci Beşerî Bilimler tüm gezegeni çevreleyen, yaşamı derinden tehdit eden küresel ekolojik sorunları toplumsal ve kültürel boyutlarıyla değerlendirirken, insanın doğayla kurduğu karmaşık ve doğa aleyhine işleyen ilişkileri eleştirel yaklaşımla incelemektedir. Ayrıca, hem gelecek nesiller hem de diğer canlı yaşama karşı etik bir önem arz eden önlemlerin alınmasını bir ahlaki sorumluluk meselesi olarak görmektedir.’’

 

Tekin: Türümüz 100 bin yıl aynı yerde değişmeden kalabildi

Açılış konuşmalarından sonra Hacettepe Üniversitesinden Doç. Dr. Halil Tekin, “Anadolu'nun Tarih Öncesinde İnsan-Çevre İlişkisi" üzerine bir sunum gerçekleştirdi. Anlatımda, Homo Sapiens’in 300 bin yıllık tarihi, 100 bin yıl aynı yerde çok değişmeden kalabildiği, taş ocakları ve yeraltı maden ocaklarıyla beraber çok fazla ağaç kesip çevreyi değiştirmeye ve kirletmeye başladığı gibi bilgiler verildi.

Aytekin: 401 tür yok olma tehlikesi altında

Yazar Y. Haluk Aytekin, "Türkiye'deki Ekolojik Yıkım ve Yaban Hayatı Üzerindeki Etkileri" üzerine bir sunum yaptı. Sunumda, zengin bir coğrafyada yaşadığımızı, bir kıta kadar zengin bir biyoçeşitliliğe sahip olduğumuzu, 401 türün yok olma tehlikesi yaşadığını, yaşam zinciri koparsa insanların da zarar görebileceğini hatırlatan Haluk Aytekin, doğa sevgisinin edebiyatla verilmesi gerektiği üstünde durarak, doğal yaşamın korunması için önerilerde bulundu.

 

Dalfes: Öğrenciler zorunlu insan/toplum ilimleri dersleriyle dil aşinalığı kazanmalı

Prof. Dr. Nüzhet Dalfes, "Küresel Değişim ve ‘İki Kültür’: Neredeyiz?" isimli bilgilendirici konuşmasında, C.P Snow’un iki kültür ve bilimsel devrim konuşmasından bahsederek, “İki kültürdeki (doğa bilimleri ve beşerî bilimler) entelektüelleri yetiştirebiliyor muyuz, buluşturabiliyor muyuz?” diye sordu. Dalfes, üniversite öğrencilerinin zorunlu insan/toplum ilimleri/sanat dersleri alarak dil aşinalığı kazanması gerektiğinin önemini vurgulayarak, çevre tarihçiliğinin önemi gibi konulara dikkat çekti.

 

Derya Hasta, insanın doğası hakkında bilgiler verdi

Ankara Üniversitesinden Doç. Dr. Derya Hasta ise "Çevre Yanlısı Davranışlar ve Sosyal Psikoloji" konusunda çevrecilikle ilgili olarak insanın doğası hakkında aydınlatıcı bilgiler verdi. Hasta, insan-çevre ilişkisi, çevreye duyarlı-çevreci davranış ve sürdürülebilirlik gibi konular hakkında açıklamalarda bulunarak; insanların kendilerini doğadan üstün görme ya da doğa üzerinde baskı kurma eğilimlerinin, siyasal görüş, yetkecilik, sosyal baskınlık yönelimi ve ahlaki temellerle ilişkili olduğunu belirtti.

 

Uzuner: Felsefe tarihi, mitolojisi, hikayesi olmayan bir kültür yaşayamaz

Doç. Dr. Melis Erg, Buket Uzuner ile "İklim-Kurgu Edebiyatı ve Çevre Duyarlılığı" konusunda söyleşi yaptı. Buket Uzuner, Anadolu topraklarında ve dünyada iklim ve çevre duyarlılığına ışık tutan yazarlar (Prof. Hikmet Birand, Yaşar Kemal, Sait Faik, Ursula Le Guin, Aldo Leopold gibi), edebiyatın iklim değişikliğini anlatmada ve olası çözümler sunmadaki rolü, kendi mitolojilerimizden dünyayı ve tabiatı öğrenmenin aidiyet duygusuna katkısı olacağı, Türklerde 3000-4000 yıl önce ağaç ahlakı tespiti gibi konularda anlatımlarda bulundu. Ayrıca, Aldo Leopold’ün “Medeniyetin en yüksek görevi, bir toprak parçasını bozmadan, üzerinde yaşayabilmenin yolunu bulmaktır’’ sözünü hatırlatarak, “Felsefe tarihi, mitolojisi, hikayesi olmayan bir kültür yaşayamaz.” sözleriyle konuşmasını bitirdi.

Konferans, katılımcılardan gelen sorular ve verilen cevaplarla sona erdi.

                                                                      

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lalehaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.