Ülkü Ocağından Önkuzu Anısına Mevlidi Şerif
Ülkü Ocağından Önkuzu Anısına Mevlidi Şerif
NEVŞEHİR(MHA) Nevşehir Ülkü Ocakları tarafından Şehik Ülkücü Ertuğrul Dursun Önkuzu anısına mevlidi şerif okuttu.
Ülkücü Şehit Ertuğrul Dursun Önkuzu için okutulan Mevlidi Şerife Ülkü Ocağı Başkanı Yahya Leblebicin yanı sıra çok sayıda ülkü gençte katıldı.
Ertuğrul Dursun Önkuzu, yağmur bölgesi Karadeniz’in küçük ve şirin memleketi Tokat’ın Zile ilçesinde dünyaya geldi. Bir Türk gibi yaşamış, bir Türk gibi dünyevi hayatını devam ettirmiş ama insanlıktan bihaber insan adı verilen insan müsvettelerinin uygun gördüğü şekilde şehadet şerbetini içti. 3 gün boyunca işkence gören Önkuzu, ciğerlerine hava basılır, ölmeyince 4. kattan aşağı atılır.
Rahmetli Önkuzu daha ortaokul sıralarındayken ülkücü hareketin ön saflarında yer aldı. İlk başlarda Ülkü Ocakları Derneği’ne gidiyordu. Küçücük bir gruptular ama zamanla bir çığ gibi büyüdüler ve çoğaldılar. Ailesinden özellikle babasından çok kez ikaz almasına rağmen O, ülkücü hareketi hiçbir zaman bırakmamış, vatan ve millet sevgisini yitirmemişti. O, ülkücü çocukları yetiştirmek, geliştirmek, milli ve manevi değerlerimizi kaybetmemeleri için çalışmalar yapmaya, seminerler vermeye özen gösterirdi. Mahcup, utangaç ve az konuşan kimliği ile tanınırdı. Okumayı çok severdi. Bir kütüphane yapmak, bunu ülkücü gençlerin hizmetine sunmak en büyük isteklerinden biriydi. Judo öğrenmişti ve sık sık antrenman yapardı. Dini hayatına çok büyük önem verir, namazlarını düzenli olarak kılmaya özen gösterirdi. Dini açıdan en büyük destekçisi Müftü Ali Efendi idi. Sık sık bir araya gelerek dini konularda konuşurlardı. Üniversite hayatına ise İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesinde başlamış, kayıt yaptırmış ama komünistlerin yoğun baskısı nedeniyle kaydını Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okuluna aldırmıştır. Fakat kader işte, nereye gidersen git seni elbet bulacaktır. Tarih 22 Kasım 1970. Ülkücü Dursun Önkuzu 4. katta sıkıştırılmış, insanlık dışı davranışlara maruz kalmıştır. 3 gün boyunca aç, susuz kalmış ve işkence görmüştür. Ve en sonunda ciğerlerine hava basılmış, ölmemiş, bu kez de 4. Kattan aşağı atılmıştır.
Olayın acısını ve büyüklüğünü rahmetli Dursun Önkuzu’nun babası Abdullah Önkuzu o günlerde devrin yöneticilerine çektiği telgraf özetlemekte.“Oğlum Türk milliyetçisiydi, ama bunun karşılığında ihanet gördü. Polis, oğlumun cenazesini Gülveren civarında kaçırmış, üstelik bunu bomba kullanarak yapmıştır. Arkadaşları onu son yolculuğuna taşırken bu engellenmiştir. Oğlumu son kez koklatmadılar bana, oğlumun naşını istiyor, katillerinin de bir an önce bulunmasını istiyorum”.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.