Kapadokya Üniversitesi
Coşkun Sağlamdin
Köşe Yazarı
Coşkun Sağlamdin
 

Ben Bir Gazeteciyim

Ben bir gazeteciyim. Bu, yalnızca bir meslekten daha fazlasıdır; bu, toplumun nabzını tutmak, halkın sesi olmak, doğruyu aramak ve adaletin peşinden gitmek demektir. Gazeteci olmak, her gün yeni bir sorumluluk, yeni bir mücadele demektir. Evet, gazetecilik yazı yazmaktan, haber yapmaktan ibaret değildir. Aynı zamanda bir vicdan, bir duruş, bir etik anlayışıdır. Her kelime, her cümle, bir anlam taşır ve toplumun gerçekleri öğrenmesine, olaylara farklı açılardan bakmasına yardımcı olur.   Bir gazeteci, bazen bir gözlemci olur, bazen de olayların içinde kaybolur. Her gün, ya da bazen her saat başı, bir dünyayı aydınlatmak için çalışır. Sabahın ilk ışıklarıyla başlayan bir haber koşuşturması, geceyi zorlayan saatlerle son bulur. Hedef sadece bilgi vermek değil, doğruyu, gerçeği ve hakikati bulmaktır. Ve bu yolculuk, çoğu zaman yalnız başına yapılır. Çünkü gazetecilik, cesaret ister; gerçekleri söylemek, iktidara karşı durmak cesaret ister. Bazen bu cesaret, kariyerinize zarar verebilir, ama doğru bildiğiniz yolda ilerlemek, işte bu, gazeteciliğin ta kendisidir.   Zaman zaman eleştirilen, yargılanan, hatta tehdit edilen bir meslek grubuyuz. Ama bu, görevimizi yerine getirmemizi engellemez. Biz gazeteciler, baskı altındayken bile doğruyu yazmaya, konuşmaya ve duyurmaya devam ederiz. Çünkü gazetecilik, sadece haber yapmak değil, insan haklarını savunmaktır. Toplumun en karanlık köşelerinde bile ışık aramak, adaletin yerini bulması için mücadele etmektir.   Bizim işimiz, bir köşe yazısının, bir haberin, bir röportajın ötesinde bir sorumluluk taşır. Gazetecilik, sadece bilgi sunmak değil, aynı zamanda bilgiyi doğru şekilde aktarmak, insanların bilinçlenmesini sağlamaktır. Her gün yüzlerce olayla karşılaşırken, her birinin toplumsal anlamını düşünerek hareket ederiz. Bir gazeteci, sadece haberin peşinden koşmaz, aynı zamanda o haberin ardındaki hikayeyi, duyguyu, gerçeği araştırır. Çalıştığımız alan bazen çok karmaşık olabilir, ama bu, gazetecilerin işini daha da değerli kılar.   Günümüzde gazetecilik, dijitalleşme ile daha da farklı bir boyut kazanmış durumda. Anlık gelişmeler, sosyal medya üzerinden yayılan haberler, dijital platformlar derken, gazetecinin rolü hiç olmadığı kadar önemli hale gelmiştir. Bir gazeteci, artık sadece geleneksel basının sınırlarında kalmaz, dijital dünyanın her köşesinde de varlık gösterir. Ama bu, sorumluluğu da beraberinde getirir. Çünkü her an paylaşılan bir haber, doğru olmalı, doğru kaynaklardan alınmalı ve her zaman etik bir bakış açısıyla sunulmalıdır.   Bununla birlikte, gazeteciliğin zorlukları da göz ardı edilmemelidir. Yalnızca haber yazmak, bir görüntü çekmek veya bir video yayınlamak değil, aynı zamanda o haberin topluma etkilerini düşünmek, kamuoyunun bilinçli bir şekilde bilgilendirilmesini sağlamak zorunluluğudur. Bu, gazetecinin en önemli görevlerinden biridir. Ve biz gazeteciler, bu görevimizi yerine getirirken bazen göz ardı edilen, kaybolan, unutulan seslerin bile duyulmasını sağlarız.   Sonuç olarak, gazeteci olmak yalnızca bir meslek değil, bir yaşam tarzıdır. Bir gazeteci, toplumun aynasıdır, aynı zamanda vicdanıdır. Her gün, her saat, doğruyu bulmak, toplumu bilinçlendirmek, haksızlıklara karşı durmak adına mücadele eder. Bunu yaparken, ne olursa olsun, kalemini ve bilgisini en doğru şekilde kullanmayı amaçlar. Ben bir gazeteciyim, ve bu, her zaman gurur duyduğum bir kimliktir.
Ekleme Tarihi: 06 Ocak 2025 - Pazartesi

Ben Bir Gazeteciyim

Ben bir gazeteciyim. Bu, yalnızca bir meslekten daha fazlasıdır; bu, toplumun nabzını tutmak, halkın sesi olmak, doğruyu aramak ve adaletin peşinden gitmek demektir. Gazeteci olmak, her gün yeni bir sorumluluk, yeni bir mücadele demektir. Evet, gazetecilik yazı yazmaktan, haber yapmaktan ibaret değildir. Aynı zamanda bir vicdan, bir duruş, bir etik anlayışıdır. Her kelime, her cümle, bir anlam taşır ve toplumun gerçekleri öğrenmesine, olaylara farklı açılardan bakmasına yardımcı olur.

 

Bir gazeteci, bazen bir gözlemci olur, bazen de olayların içinde kaybolur. Her gün, ya da bazen her saat başı, bir dünyayı aydınlatmak için çalışır. Sabahın ilk ışıklarıyla başlayan bir haber koşuşturması, geceyi zorlayan saatlerle son bulur. Hedef sadece bilgi vermek değil, doğruyu, gerçeği ve hakikati bulmaktır. Ve bu yolculuk, çoğu zaman yalnız başına yapılır. Çünkü gazetecilik, cesaret ister; gerçekleri söylemek, iktidara karşı durmak cesaret ister. Bazen bu cesaret, kariyerinize zarar verebilir, ama doğru bildiğiniz yolda ilerlemek, işte bu, gazeteciliğin ta kendisidir.

 

Zaman zaman eleştirilen, yargılanan, hatta tehdit edilen bir meslek grubuyuz. Ama bu, görevimizi yerine getirmemizi engellemez. Biz gazeteciler, baskı altındayken bile doğruyu yazmaya, konuşmaya ve duyurmaya devam ederiz. Çünkü gazetecilik, sadece haber yapmak değil, insan haklarını savunmaktır. Toplumun en karanlık köşelerinde bile ışık aramak, adaletin yerini bulması için mücadele etmektir.

 

Bizim işimiz, bir köşe yazısının, bir haberin, bir röportajın ötesinde bir sorumluluk taşır. Gazetecilik, sadece bilgi sunmak değil, aynı zamanda bilgiyi doğru şekilde aktarmak, insanların bilinçlenmesini sağlamaktır. Her gün yüzlerce olayla karşılaşırken, her birinin toplumsal anlamını düşünerek hareket ederiz. Bir gazeteci, sadece haberin peşinden koşmaz, aynı zamanda o haberin ardındaki hikayeyi, duyguyu, gerçeği araştırır. Çalıştığımız alan bazen çok karmaşık olabilir, ama bu, gazetecilerin işini daha da değerli kılar.

 

Günümüzde gazetecilik, dijitalleşme ile daha da farklı bir boyut kazanmış durumda. Anlık gelişmeler, sosyal medya üzerinden yayılan haberler, dijital platformlar derken, gazetecinin rolü hiç olmadığı kadar önemli hale gelmiştir. Bir gazeteci, artık sadece geleneksel basının sınırlarında kalmaz, dijital dünyanın her köşesinde de varlık gösterir. Ama bu, sorumluluğu da beraberinde getirir. Çünkü her an paylaşılan bir haber, doğru olmalı, doğru kaynaklardan alınmalı ve her zaman etik bir bakış açısıyla sunulmalıdır.

 

Bununla birlikte, gazeteciliğin zorlukları da göz ardı edilmemelidir. Yalnızca haber yazmak, bir görüntü çekmek veya bir video yayınlamak değil, aynı zamanda o haberin topluma etkilerini düşünmek, kamuoyunun bilinçli bir şekilde bilgilendirilmesini sağlamak zorunluluğudur. Bu, gazetecinin en önemli görevlerinden biridir. Ve biz gazeteciler, bu görevimizi yerine getirirken bazen göz ardı edilen, kaybolan, unutulan seslerin bile duyulmasını sağlarız.

 

Sonuç olarak, gazeteci olmak yalnızca bir meslek değil, bir yaşam tarzıdır. Bir gazeteci, toplumun aynasıdır, aynı zamanda vicdanıdır. Her gün, her saat, doğruyu bulmak, toplumu bilinçlendirmek, haksızlıklara karşı durmak adına mücadele eder. Bunu yaparken, ne olursa olsun, kalemini ve bilgisini en doğru şekilde kullanmayı amaçlar. Ben bir gazeteciyim, ve bu, her zaman gurur duyduğum bir kimliktir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lalehaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.