Kapadokya Üniversitesi
NEMS
İmran Ünal Er
Köşe Yazarı
İmran Ünal Er
 

BAHANELERİMİZ

  Bahaneler bahaneler bahaneler, her işimize gelmeyen şeylerde müthiş bahaneler ve daha neler neler… Böyleyiz biz insanoğlu, severiz çevreyi suçlamayı kendi hatalarımızı örtülemek için. Her şeyi kendi çizer aslında insanoğlu bembeyaz sayfalara. Lakin ne zaman işin içinden çıkamayıp afallasa, yan yattım çamura battım o onu dedi bu bunu yaptı. Bunların hepsi işin aslı  günah çıkarma yani bir nevi kendi yarasına su serpme eylemi. Öyle değil mi aslen zaten bu handikaba girmese insanoğlu, kendini suçluluk duygusuyla katleder. Bunun yerine çevredekileri suçlamak hem içimizi rahatlatır hem de ‘’suçlu psikolojimizi içsel dünyadan dışsal dünyaya taşır’’.   Eskilerin en kalıplaşmış bahaneleri deyince aklıma hemen, elektrikler kesikti öğretmenim klişesi gelir. Gün güneşken oyunlar oynanmış, muhtemel akşama da güzel bir etkinlik varsa bahanemiz hooop hazır. Buda içsel rahatlatma yani suçu Dünya’ya atma politikaları, severiz ülkece politik olayları! Biz zaten sütten çıktık ak kaşığız. Mükemmellik de ne ki biz  altın oranız, bizde hata yok heppp o vıdı vıdı vıdı vıdı’nın yüzünden bunlar…   İnsanın en zor anıymış kendi hatalarıyla yüzleşmesi ve en kabul edilmez en acı gerçekmiş kaçtıklarımız. Ellerimizdeki çamuru ilk gözümüze kestirdiğimize sıvamakmış ve çözüm pay etmekmiş ardı sıra yapılan yanlışları ona buna. Hayır hayır sen bunu hak etmedin  en çirkin yalanmış fazlasıyla hakkettiklerimizin arkasında. Oysa ders verirdi yanlışlar ve bizi yoğururdu kıvama gelene dek. Teslimiyet ne hakiki vazifedir gerçeklerde ve kabullenmeyi bilmek cehaletin kalın duvarlarını yıkmakmış. Bilemedik! Yenildik zaaflara, bile bile en kolay yoldan onu bunu kılıf bildik. İçimizi rahatlattık sanırken kaybolduk zifiri yalanlarda…
Ekleme Tarihi: 18 Ekim 2017 - Çarşamba

BAHANELERİMİZ

 

Bahaneler bahaneler bahaneler, her işimize gelmeyen şeylerde müthiş bahaneler ve daha neler neler… Böyleyiz biz insanoğlu, severiz çevreyi suçlamayı kendi hatalarımızı örtülemek için. Her şeyi kendi çizer aslında insanoğlu bembeyaz sayfalara. Lakin ne zaman işin içinden çıkamayıp afallasa, yan yattım çamura battım o onu dedi bu bunu yaptı. Bunların hepsi işin aslı  günah çıkarma yani bir nevi kendi yarasına su serpme eylemi. Öyle değil mi aslen zaten bu handikaba girmese insanoğlu, kendini suçluluk duygusuyla katleder. Bunun yerine çevredekileri suçlamak hem içimizi rahatlatır hem de ‘’suçlu psikolojimizi içsel dünyadan dışsal dünyaya taşır’’.

 

Eskilerin en kalıplaşmış bahaneleri deyince aklıma hemen, elektrikler kesikti öğretmenim klişesi gelir. Gün güneşken oyunlar oynanmış, muhtemel akşama da güzel bir etkinlik varsa bahanemiz hooop hazır. Buda içsel rahatlatma yani suçu Dünya’ya atma politikaları, severiz ülkece politik olayları! Biz zaten sütten çıktık ak kaşığız. Mükemmellik de ne ki biz  altın oranız, bizde hata yok heppp o vıdı vıdı vıdı vıdı’nın yüzünden bunlar…

 

İnsanın en zor anıymış kendi hatalarıyla yüzleşmesi ve en kabul edilmez en acı gerçekmiş kaçtıklarımız. Ellerimizdeki çamuru ilk gözümüze kestirdiğimize sıvamakmış ve çözüm pay etmekmiş ardı sıra yapılan yanlışları ona buna. Hayır hayır sen bunu hak etmedin  en çirkin yalanmış fazlasıyla hakkettiklerimizin arkasında. Oysa ders verirdi yanlışlar ve bizi yoğururdu kıvama gelene dek. Teslimiyet ne hakiki vazifedir gerçeklerde ve kabullenmeyi bilmek cehaletin kalın duvarlarını yıkmakmış. Bilemedik! Yenildik zaaflara, bile bile en kolay yoldan onu bunu kılıf bildik. İçimizi rahatlattık sanırken kaybolduk zifiri yalanlarda…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lalehaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.