Tam da dallarımız tazecikken şekil alıp kemikleşiyor herşey. Ve o kemikleri anca sağlam tecrübeler kırabiliyor. Biraz acısı bol olsa da teker teker kırıp, istediği yerden kaynatıyor kemikleri hayat. Bilirim ki; Yolu tecrübelerden geçenler, geçmişindeki o toy insana gülerek ve bir tık acıyarak bakarlar.
Tohumduk toprakla buluştuk yetmedi büyümek için çamura battık. Tam güneşi gördük derken, en arsız yağmurlar dövdü döktü tanelerimizi birer birer, kırdı boynumuzu. Her yeni gün bıkmadan bizi ısıtan güneş umut oldu. Büyüdük; Büyümenin bedelini en keskin bıçaklarla toplanarak ve yine en keskin bıcaklarla liğme liğme doğranarak ödedik. Un olduk, hamur olduk yoğrulduk güçlü bileklerde, sofralara ekmek olduk. En aç karınlara aş olduk. Her sofranın demirbaşı olduk.
İnsanda bakınca en çıplak gözle gördügüm şey herzaman açık ara tecrübedir.
İlle de tecrübe ille de tecrübe... İÜE