Bir meslektaşımızın, Avukat Dilara YILDIZ’ın erkek şiddetine kurban edilişinin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Artık yas tutmaktan yorulduk ve isyandayız. Ülkemizde her gün en az bir kadının, kadın cinayetine kurban edildiği gerçeğini kabullenmek ve normalleştirmek istemiyoruz. Erkek egemen zihniyetin körüklediği kadına yönelik şiddet, hiçbir şekilde tolore edilemez, normalleştirilemez. Fakat bugün halen faille empati kuran, mağdurun şiddet görmesine, öldürülmesine bahaneler arayan zihniyetin baskın etkisi altındayız. Bugün basın, meslektaşımızı katleden şüpheliye “Neden öldürdün?” diye soru sorabiliyorsa, erkek egemen zihniyetin, toplumun her alanına sirayet etmiş olduğunu söyleyebiliriz. Cinayetin bir gerekçesi olabilir mi? Failin bu soru karşısında nasıl bir cevap vermesini beklersiniz? Elbette “Toplumda hâkim olan ataerkil zihniyetin ürünüyüm. Bu nedenle öldürdüm.” demesini bekleyemezsiniz. Vereceği cevap, mağduru suçlayıcı, toplumun değer yargılarına, namus kavramına hitap eden, öldürmeyi toplum gözünde meşrulaştırmaya çalışan, kendisine yargılama aşamasında daha az ceza almayı sağlayan bir cevap olacaktır elbette. Her nasılsa bütün kadın cinayeti davalarında, failin savunması direkt olarak cezayı hafifletici nedenler üzerine yoğunlaşmaktadır.
Kendimizi kandırmayalım. Kadına yönelik şiddetin temel nedeni, kadının daha aşağı bir cinsiyet olduğu inancıdır. Öyle bir cinsiyettir ki, erkekten sonra ve erkeğe tabi olmak üzere var olmuştur. Bütün sistem, yukarıdan aşağıya bu inanç üzerine inşa edilmiştir. Daha aşağı olmak, tabi olmayı, şiddet görmeyi, öldürülmeyi, yok edilmeyi, görmezden gelinmeyi beraberinde getirir.
Avukat Dilara YILDIZ, işte bu zihniyetin kurbanıdır. Bu zihniyet, kadınların mesleğine ya da statüsüne göre ayrım yapmaz. Hangi meslek ya da statüde olursa olsun, bütün kadınların şiddet görmek, öldürülmek için bir nedeni vardır: Kadın olmak! Daha aşağı bir cinsiyet olmak! O zaman, yemeğin tuzunun eksik olması ya da kocasından daha yüksek maaş alıyor olmak, şiddete uğrama sebebi açısından çok da birbirinden farklı nedenler olmayacaktır.
Bu zihniyet dönüşmediği, dönüştürülmediği sürece, kadınlar öldürülmeye devam edecektir. Kadın erkek arasındaki bu cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmaya, zihniyeti dönüştürmeye yönelik, toplumsal cinsiyete duyarlı politikalar üretilmediği, yürütülmediği sürece, kadınlar ölmeye devam edecektir. Kanun uygulayıcılar denetlenmediği, cezalar caydırıcı olmadığı, mağdur odaklı yaklaşım geliştirilmediği sürece, kadınlar ölmeye devam edecektir. Kadınları koruyan kanunlar, uluslararası sözleşmeler etkin uygulanmak yerine, ortadan kaldırıldığı sürece, kadınlar ölmeye devam edecektir. Kadınları öldüren ataerkil, erkek egemen, patriarkal zihniyettir. Beşikten mezara, bu zihniyete karşı topyekûn mücadele vermediğimiz sürece, kadınlar ölmeye, öldürülmeye devam edecektir.
Çok kıymetli meslektaşımın ruhu şad olsun, bu son olsun…