Bu sendrom adını Avusturalyalı çocuk doktoru Hans Asperger den almaktadır. Doktor Asperger sendromunu sözel iletişim becerileri eksik olan, fiziken sakar, yaşıtlarıyla empati kuramayan çocuklar için kullanmıştır.
İlerleyen yıllarda bu sendrom ruhsal bozuklukların tanısal ve sayımsal sınıflandırılması el kitabında( DSMV )te "Asperger Sendromu" olarak tanımlanmıştır.
Asperger sendromu Otizmle benzerlik gösterir. Nedeni tam olarak bilinmemekle beraber ömür boyu yaşamı etkileyen bir bozukluktur.
Bu sendrom daha çok büyük çocuklarda görülmektedir.
Tanısı genellikle 4-11 yaş arasında konulmaktadır.
Sosyal etkileşim, iletişimde bozukluk, bilişsel gelişim eksikliği, tekrarlayıcı davranışlar ve içe kapanıklık durumları tanı koyulması için belirtilerdir. Otizmde olduğu gibi asperger sendromunda da erken tanı çok önemlidir.
Asperger sendromunu Otizmden ayıran özelliklerse;
Otizmde konuşma geriliği zirvededir.
Otizmli çocuklara oranla Asperger sendromlu çocuklar daha konuşkandır.
Otizm genelde ilk 3 yılda ortaya çıkarken Asperger sendromu olan çocuklar bebekliklerini gayet sağlıklı geçirirler.
Asperger sendromlu çocuklar topluma, sosyal hayata uyumlu olmadıklarının farkındadırlar.
Otizmli çocuklarsa bunun farkında değillerdir.
Asperger sendromunda bütünüyle bir tedavi söz konusu değildir. Uygun tedavi tekniklerinin uygulanmasıyla belirtileri büyük oranda azalabilmektedir.
Uygulanan tedavi sosyal vasıfları, iletişim becerilerini geliştirmek için davranış yöntemlerinden oluşmaktadır. Sürekli eğitim programları uygulanarak çocuğun hem okul hem de ev için de eğitimine devam edilmelidir.