Kapadokya Üniversitesi
NEMS
Sema Yurtbilir Yavuz
Köşe Yazarı
Sema Yurtbilir Yavuz
 

Tecavüzü Normalleştirmek

Dünya gündemi yine bir savaş haberi ile hareketlendi. Ukrayna’daki Rus saldırılarını barış yanlısı herkes üzülerek takip ediyor, tepki veriyor. Savaşın en büyük mağdurları ise yine kadınlar ve çocuklar. Savaşın doğurduğu yoksulluk, göç, tecavüz, istismar, en çok kadınlar ve çocukların sorunu çünkü. Kimi erkeklerin bu gündemi takip etme şekli ise çok farklı. Akılları sıra mizah yaptığını zanneden bir kısım aklı evvel uçkur meraklısı, sözüm ona yaratıcı zekalarını gün yüzüne çıkarmış, Ukraynalı kadın sığınmacıları ülkeye kabul etmek üzerine şakalar yapıyor. Tecavüzü, tecavüzcü dil ile meşrulaştırıyor. Savaşın kadınlar ve çocuklar üzerinde yarattığı yıkımın şakasını yapabilmek hangi ahlaki değere karşılık geliyor sorgulamak gerek. Binlerce kadın korku içerisinde, hayatlarını, bedenlerini, çocuklarını korumak için oradan oraya kaçışıyor. Çünkü savaşta ganimet sayılmanın ne demek olduğunu biliyorlar. Kadınların bu korkusu, genetik kodlara yazılmış gibi nesilden nesile aktarılıyor sanki. Çünkü erkek egemen dünya, kadınlar ve çocuklar için güvenli değil. Savaş zamanları ise, kadınlar ve çocukların bedenlerinin en savunmasız kaldığı, eril şiddetin en derinden hissedildiği zaman dilimleri. Savaş Mağduru Kadınlar Derneği’ni hiç duydunuz mu bilmem. Maalesef kadınlar böyle bir derneği kurmak zorunda kalmışlar. Bosna Savaşı’nda tecavüze uğrayan kadınların hayatlarına dokunan bir dernek. Bosna’da 1992-1995 yılları arasındaki soykırımda 50 binden fazla kadın ve kız çocuğunun tecavüze uğramış olduğunu biliyoruz. Daha birçok kadın, utanç ve tecavüzcüsü tarafından öldürülmek korkusu ile durumunu ifşa edemiyor. Etse ne olacak ki? Kaç erkek işlediği tecavüz suçu nedeniyle uluslararası ceza mahkemesinde yargılanıp hüküm giydi? Savaş öyle bir karmaşa ki, suçluların cezasını çekmesi için yıllar süren çok büyük mücadeleler vermeniz gerekiyor. Mağdur kadınlar, yaşadıkları travmayı ömürleri boyunca bünyelerinde taşıyor, taşıyacak. Kimi kadınlar intihara dahi teşebbüs ediyor. Peki çocuklar? Bosna’da tecavüze uğramış kadınların dünyaya getirdiği binlerce bebek çocuk yuvalarında büyümüş durumda. Onlara el uzatmak için de “Savaşın Unutulan Çocukları” isimli bir dernek kurulmuş. Ne kadar acı. Binlerce çocuk bugünün gençleri olmuş, kim olduklarını bulmaya çalışıyorlar. Savaş sırasında istismara uğramış çocukların yaşadığı travmayı ise hayal etmek bile çok zor. İşte bu yüzden, biz kadınlar, savaşın soğuk ve acımasız yüzünü herkesten daha fazla görüyor, bu iklimde dahi, cinsel şiddeti meşrulaştıran bir dil ile mizah yapma çabasını anlayamıyoruz.  Bugün birçok kadın örgütü, dünyanın her yerinden barış için haykırıyor. Kadınlar yine en önde, yüksek sesle savaşı lanetliyor. #SavaşDeğilBarışİstiyoruz #NoToWar
Ekleme Tarihi: 27 Şubat 2022 - Pazar

Tecavüzü Normalleştirmek

Dünya gündemi yine bir savaş haberi ile hareketlendi. Ukrayna’daki Rus saldırılarını barış yanlısı herkes üzülerek takip ediyor, tepki veriyor. Savaşın en büyük mağdurları ise yine kadınlar ve çocuklar. Savaşın doğurduğu yoksulluk, göç, tecavüz, istismar, en çok kadınlar ve çocukların sorunu çünkü.

Kimi erkeklerin bu gündemi takip etme şekli ise çok farklı. Akılları sıra mizah yaptığını zanneden bir kısım aklı evvel uçkur meraklısı, sözüm ona yaratıcı zekalarını gün yüzüne çıkarmış, Ukraynalı kadın sığınmacıları ülkeye kabul etmek üzerine şakalar yapıyor. Tecavüzü, tecavüzcü dil ile meşrulaştırıyor. Savaşın kadınlar ve çocuklar üzerinde yarattığı yıkımın şakasını yapabilmek hangi ahlaki değere karşılık geliyor sorgulamak gerek. Binlerce kadın korku içerisinde, hayatlarını, bedenlerini, çocuklarını korumak için oradan oraya kaçışıyor. Çünkü savaşta ganimet sayılmanın ne demek olduğunu biliyorlar. Kadınların bu korkusu, genetik kodlara yazılmış gibi nesilden nesile aktarılıyor sanki. Çünkü erkek egemen dünya, kadınlar ve çocuklar için güvenli değil. Savaş zamanları ise, kadınlar ve çocukların bedenlerinin en savunmasız kaldığı, eril şiddetin en derinden hissedildiği zaman dilimleri.

Savaş Mağduru Kadınlar Derneği’ni hiç duydunuz mu bilmem. Maalesef kadınlar böyle bir derneği kurmak zorunda kalmışlar. Bosna Savaşı’nda tecavüze uğrayan kadınların hayatlarına dokunan bir dernek. Bosna’da 1992-1995 yılları arasındaki soykırımda 50 binden fazla kadın ve kız çocuğunun tecavüze uğramış olduğunu biliyoruz. Daha birçok kadın, utanç ve tecavüzcüsü tarafından öldürülmek korkusu ile durumunu ifşa edemiyor. Etse ne olacak ki? Kaç erkek işlediği tecavüz suçu nedeniyle uluslararası ceza mahkemesinde yargılanıp hüküm giydi? Savaş öyle bir karmaşa ki, suçluların cezasını çekmesi için yıllar süren çok büyük mücadeleler vermeniz gerekiyor. Mağdur kadınlar, yaşadıkları travmayı ömürleri boyunca bünyelerinde taşıyor, taşıyacak. Kimi kadınlar intihara dahi teşebbüs ediyor. Peki çocuklar? Bosna’da tecavüze uğramış kadınların dünyaya getirdiği binlerce bebek çocuk yuvalarında büyümüş durumda. Onlara el uzatmak için de “Savaşın Unutulan Çocukları” isimli bir dernek kurulmuş. Ne kadar acı. Binlerce çocuk bugünün gençleri olmuş, kim olduklarını bulmaya çalışıyorlar. Savaş sırasında istismara uğramış çocukların yaşadığı travmayı ise hayal etmek bile çok zor.

İşte bu yüzden, biz kadınlar, savaşın soğuk ve acımasız yüzünü herkesten daha fazla görüyor, bu iklimde dahi, cinsel şiddeti meşrulaştıran bir dil ile mizah yapma çabasını anlayamıyoruz.  Bugün birçok kadın örgütü, dünyanın her yerinden barış için haykırıyor. Kadınlar yine en önde, yüksek sesle savaşı lanetliyor. #SavaşDeğilBarışİstiyoruz #NoToWar

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lalehaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.